21 Ekim 2010 Perşembe

Büyük adamlar

Büyük adamdı Louis Armstrong.

Yaşamayı severdi, hayattan zevk almak arzusuyla yanıp tutuşurdu, zorlu geçen çocukluğu, sıkıntılı gençliği, bunalımlı orta yaş dönümü hepsi ama hepsi bir araya gelse onun için bir "penny "etmezdi.

Hayatın gözünün içine gülerek bakmayı adet edinmişti. Sigara dumanı dolu barlarda soluduğu zehirli hava normal bir insan için zaten öldürücü iken birde büyük nefes tekniği gerektiren enstrümanını ustalıkla çalabilmek için harcadığı çaba ölümünü çabuklaştırdı , uzun yıllar etkisinde kaldığı kötü koşulların desteği ile de akciğer kanserinden oldu.

Deforme olmuş devasa birer körük haline gelmiş yanaklarını şişirip gözlerini devirerek sergilediği hünerleri kendisini izleyen herkes için olağanüstü güzeldi.

Sahnede bulunduğu sürece tüm ırk ayırımı ile ilgili kanun ve kurallar geride bırakılır normalde birçok "renkli Amerikan vatandaşının " başını derde sokacak şeyler onun hatırına görmemezlikten gelinirdi.

 Siyah, beyaz ve siyah  beyaz renk arasındaki bütün tonlarda deri renkleri olan insanların hepsinin sevgisini ve saygısını kazanmıştı.

Büyük adamdı, birçok genç Afrika asıllı Amerika'lıya örnek oldu hayata bakışı ile. Bunalımlı günlerde müziğini yapmayı hiç ihmal etmedi. Ruhunu üflemek(blowing with his soul) kavramını kazandırdı.

Üstlendiği işi ruhu ile yapardı, tam bir adanmışlıkla, kendinden geçercesine ama ne yaptığının tam farkında olarak.

Vietnam savaşından morali bozuk çıkan topluma moral kazandırmak için büyük bir ustalıkla hazırlanan albümü seslendirirken de ruhunu üfledi. İlginç ses renginin getirdiği çekicilikle insanlar şarkısının sözlerini büyük bir hevesle dinlediler, Dünyanın ne kadar güzel olduğunu, dostluğun önemini, iyi yaşanmış bir hayatın değerini anlattı kendini dinleyenlere. Sesine kulak verenler bir an şüphe etmediler samimiyetinden.  

Nispeten kısa sayılacak yaşamında sadece ve sadece kendi ile ilgili mükemmeli ararken hırslandı. Kimseyle kavga etmedi, sadece ve sadece işini yaptı. Tam yaptı, eksiksiz yaptı.

Öldüğünde bütün ülke yasa büründü cenazesinde siyah beyaz bütün sevenleri bir aradaydı, O günün anısına bir büyük adamı son yolculuğuna uğurlarken beyazlar öne zenciler arka sıralara kuralı uygulanmadı. Son nefesinde yüzyıllar süren ayırımcılığı ortadan kaldırabilmişti. Çünkü onun samimiyeti ve hayata karşı muhteşem duruşu tüm önyargılardan ve kesin kabullerden daha güçlü bir birleştiriciydi.

Büyük adam olmak için devlet memuru, asker, bürokrat, müdür, genel müdür, başbakan, cumhurbaşkanı olmanın gerekmediğini, işini tam bir adanmışlıkla yaparak da büyük bir adam olunabileceğini gösterdi herkese. Irk ayırımının duvarların yıkarken hiçbir zaman o ırkın ya da bu ırkın tarafını tutmadı, hiçbir zaman radikal söylemlerde bulunmadı, aşırılıklara kapılmadı, kimseyi tahrik etmedi, ağzının payını vermedi, bizimkiler, sizinkiler ayırımını yapmadı sadece işini iyi yapan bir adam olmayı denedi ve başardı. Yıkan değil yapan, bölen değil birleştiren olarak tarihe geçti.

Büyük adamdı ….

.
22.10.2010

1 yorum:

  1. Hayırlısı olsun Tolun... Hani facebook olmasa haberimiz olmayacak yav.:)))

    YanıtlaSil