7 Kasım 2010 Pazar

Hayatın basamakları

Hepimizin hayatında önemli bir yer tutan internet kavramı ilk kez 7o yıl evvel ortaya atılmıştı. 7o yıl evvel  kaleme alınan bir  hikayede insanlar ellerindeki cihazlarla bütün gezegeni birbirine bağlayan bir sinir ağına sürekli olarak bağlı kalıyorlardı.

Yine bu hikayede insanların anıları,bilgi ve becerileri, duyguları kısaca insanı diğer canlılardan ayıran her şey bu sinir ağı vasıtası ile diğer insanların paylaşımına açılmıştı.

Bu ilginç ve o zaman için hayli zorlayıcı olan bu fikri ortaya atan yazar bir başka eserinde yine bu sinir ağına aften insanlar tüm ihtiyaçlarını buradan karşıladığı için,gittikçe diğer insanlara karşı duyarsızlaştıklarından bahsetmişti.

Bu ileri görüşlü yazarın aklına bir gün insanların bu sinir ağına bağlanırken diledikleri kimlikleri edinebildikleri için artık kendileri ile ilgili herhangi bir taleplerinin olmayacağını ya gelmemişti yada bunun korkunç neticelerini fark ettiği için yazıya dökerek bu muhteşem kurguyu eksik ve hatalı olarak göstermek istememişti.

Netice de bu gün sinir ağına bir şekilde hepimiz bağlandık hatta onsuz hayatımızı sürdürme fikri bizler için neredeyse sigarayı bırakmak kadar zorlu bir mücadele gerektiriyor. Her türlü bilgiye ulaşabiliyoruz her türlü tecrübe ve bilgi birikimini paylaşabiliyoruz. Her türlü rezillikten bu sinir ağı sayesinde payımızı alıyoruz.

Ancak bunları yapan bizler bu sinir ağının mevcudiyetinden evvelki hayatı hala hatırlıyoruz. Acı ve tatlı anıları, her insanın özgün olduğu kendi ile ilgili emek verdiği günlerin izleri hala zihnimizde güçlü bir şekilde var.

Diyelim ki dünyanın manyetik alanında meydana gelen değişiklik nedeni ile bütün kurulu bilgi paylaşım sistemi çöktü, internet, CD ler DVD ler kullanılmaz halde, bizler biraz sıkıntılı bir süreç de olsa hemen uyum sağlayabiliriz yeni duruma, ama bizden birkaç kuşak  sonrakilerin ne  yapacağını tahmin etmek mümkün değil. Olsa olsa kendi çocuklarımızı tarafsız bir şekilde inceleyip bir tahmin geliştirebiliriz.

Onların rol modelleri,içinde bulundukları ortam nedeni ile  internet standartlarına uygun, bizler sokaklarda büyüdük onlar ekran başında büyüyorlar, bizler akıllı olmak uslu durmak zorundaydık onlar, akıllı olmak veya uslu durmak zorunda olmadan istediklerini sanal dünyada yapabiliyorlar.

Bizler kişisel bakımıza dikkat etmek zorundaydık, onlar görünmedikleri için artık kişisel bakımlarına, fiziksel görünüşlerine dikkat etmiyorlar.

Çok kolay internet üzerinde oynadıkları oyunlar da  insan öldürüyorlar ve ülkeler yok ediyorlar.

Bizlerden çok daha hızlı düşünebiliyorlar,çok daha hızlı tepki verebiliyorlar ancak sokaklarda düşüp dizlerini kanatmadıkları için yada üst mahalle çocuklarından sıkı bir dayak yemedikleri için  acının ne olduğunu bilmiyorlar bu yüzden başkalarının acılarına karşı gelecekte duyarlı olmaları çok zor.

İnternetteki oyunlarda sürekli en kısa sürede en yüksek  puanı toplamak amaç olduğu için, halen bir şekilde varlığını sürdüren okul dünyasında korkunç ve acımasız bir rekabet içindeler. Yanındaki sıra arkadaşını yenilmesi gereken bir düşman, öğretmenini aşılması gereken bir "level" olarak görüyorlar.

Anneler , babalar olarak eğitim dünyamızda bir sonraki levele geçmek için gerekenleri tam bir kararlılıkla yapan hayatını kurslarda özel derslerde geçiren çocuklarımızın ne kadar başarılı olduğunu diğer anne babalar ile paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyarken çocuğumuzu PSP deki yeni oyunlarla yada PSP oynamasına internete girmesine verdiğimiz izinle terbiye ediyoruz.

Muhakkak ki değişim kaçınılmazdır ve değişime ayak uyduramaıyan daha hızla yok olacaktır.Ancak "Sigaranın" üretiminin yasaklanması gerekeken bir zehir kaynağı olduğunu bile bile, hem sağlık sektörü için yeni gelir kaynakları yarattığından hem de üzerinden kokunç vergiler alınarak bütçe açıklarının kapanmasına  yardımcı olduğundan hala üretimine izin verilmesi gibi bir iki yüzlülüğü sergilemekten çocuklarımızı bekleyen bu çok önemli  tehlike karşısında da çekinmememiz  geçmişteki hatalardan ders almadığımızın göstergesi.

Eskiden bizlerin adım adım çıktığı basamakları, bir hamlede atlaya zıplaya beşer onar geçen çocuklarımızın gelecekte  sağlam ve güzel bir hayatın teminatı olacaklarına inanmak istiyoruz.

1 yorum:

  1. Çok güzel anlatmışsın usta...
    Öğretmenin "level" olması müthişti..:))

    YanıtlaSil