8 Kasım 2010 Pazartesi

İnce fark

Yaratıcı zekâ ile yıkıcı zekâ arasındaki ince farkı anlayabilmek için bol zamana ihtiyaç vardır. Zekâ zaten dizginlenemez, gem vurulamaz bir tür mutsuzluk kaynağı iken birde bu zekânın içinde bulunduğu koşulları değiştirmek üzere devreye girmesi yani zekânın cesaret ile desteklenmesi her an hayatımızı geri dönülmez bir şekilde değiştirebilir.
Yıllardır zekânın sınıflandırılması konusunda çaba gösteren bilim dünyası benim bakış açımla henüz bu konuda olumlu bir sonuca varamamıştır. Bunun temek sebebi zekâ gibi olağan üstü bir değerin, genel kabul görmüş olağan yetenek ve yaklaşımlarla anlaşılmaya çalışılmasıdır.

Bu garip ve bence gereksiz olan çaba sırasında ortaya konulan kıstasların yetersiz olduğu açıktır.  20 basamaklı 14 sayının çarpımını kâğıt kalem kullanmadan yapabilen birisini otistik olarak nitelendirirken, anti sosyal davranışlar sergileyen bir başkasını yüzyılın dâhisi olarak kabul etmek ne kadar gerçekçi ben bilemiyorum.
Öte yandan bilim insanları açısından zekânın sınıflandırılması ve derecelendirilmesi çok güzel başarılmış olmalı ki şimdi de duygusal zekâ gibi yeni kavramlar ortaya atılıp bu konudaki yetersizlik maskelenmeye çalışıyor.
Yazının girişindeki yaratıcı zekâ ile yıkıcı zekâ arasındaki ince fark kelimesine takıldığınızı biliyorum. Zekâ benim açımdan alışılmış kalıpların dışına çıkabilmemizi sağlayan algılama biçimimizdir. Ancak bu zekânın sadece ham halidir. Bu algılamanın fiiliyata dönüşmesi gereklidir. Fiiliyata dönüşmesi ise zekânın koşullara müdahalesi olarak kabul edilebilir.
Bilim insanları zekânın özel bir durum olduğunu ve anlamak için sınıflandırmak gerektiğini ileri sürüyorlar. Üstelik bunu pek zekice olmayan bir şekilde yapıyorlar. Zekânızın derecesi, üçgen küpün dokuz parçasını tekrar başarı ile bir araya getirebilmeniz, ya da ardışık şekillerden sıradakini soruyu soranlar açısından doğru şekilde en kısa sürede tahmin etmeniz değildir. Zekâ, içinde bulunduğunuz koşulları değiştirmekteki yeteneklerinizin mevcudiyetidir.
Ani gelişen bir durumda sürücünün hem arabayı hem içindekileri kurtaracak bir karar vermesi ve uygulaması için ne üçgenleri bozup yeniden yapmasına nede sıradaki resmi tahmin etmesine gerek vardır. Modern zamanın testlerinden düşük not almış birisi çok büyük rahatlıkla bu tercihi yapıp bir çok kişinin hayatını kurtarırken (yani yaratıcı zekâsını sergilerken)Einstein muhtemelen sosyal açıdan sorunlu bir tip olduğundan hiçbir zaman böyle bir tercihte bulunmak zorunda kalmayacaktı. Oysa aynı Einstein Atom bombasının geliştirilmesi için yardımcı olmuş ve yıkıcı zekânın en güzel örneklerinden birini sergilemekten çekinmemiştir.
Hakikaten zeki olup olmadığımızı birkaç teste ve muhtemelen bizim kadar bazı konularda yaratıcı olamayan insanların bizler adına yapacağı değerlendirmelere bağlıyorsak, onlar haklıdır bizler sınıflandırmaya muhtacız.
Einstein bana çok uzak diyorsanız, bir annenin, çocuğu kanalı ile gelininden, damadından ya da yine bir annenin çocuğu kanalı ile çocuğunun babasından intikam almak için geliştirdikleri yöntem ve yaklaşımları göz önüne getirin. Bir sevgilinin başka işler peşinde koşarken sevgilisinin haberi olmaması için sergilediği numaraların özgünlüğünü dikkate alın veya  İş yerindeki, çekişmelerde çalışanların ya da yönetim kademesindekilerin birbirinin ayaklarını kaydırmak için başvurdukları yolları hatırlayın hiç birini beğenmediyseniz bir çocuğun anne veya babasına istediklerini yaptırabilmek için geliştirdiği olağan üstü yaklaşımları hatırlayın.

 Söylenen beyaz yalanlar, yaratılan sahte dünyalar,  hepsini göz önüne aldığınızda herkesin işine geldiği yerde herhangi bir kıstasa göre yeterince zeki olabileceğini göreceksiniz.
Benim için gerçekten zeki bir insan, içinde bulunduğu koşulları değiştirme iradesi gösteren bunun için mücadele etmeye hazır olan ve doğru kararlar alıp çekinmeden uygulayan kişidir. Ancak bu yetmez. Einstein Atom projesinde görev alırken içinde bulunduğu koşulları değiştirmek için irade sergilemişti, çekinmeden bu kararları uygulamıştı ama benim açımdan zekânın yanından bile geçememişti. Çünkü zekânın aynı zamanda muhteşem bir sorumluluk duygusu ile desteklenmesi gerekmektedir.

Yıkıcı ve yaratıcı zeka arasındaki ince köprü bu detayda gizlidir.

09.11.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder